21 Şubat 2013 Perşembe

SAĞLIK İÇİN

Sağlığımız Tehdit Altında!
Mine Şenocaklı'nın TEMA Vakfı Bilim Kurulu Üyesi Prof. Kenan Demirkol ve İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Onkoloji Enstitüsü Öğretim Üyesi Dr. Yavuz Dizdar ile yaptığı röportajdan bazı bölümler aşağıya alınmıştır.

% 60'ı meyve sebzeyi tahta fırçasıyla bile fırçalasanız gitmiyor, kalıyor! Unutmayın, çocukluk çağı kan kanserinin en önemli nedenlerinden biri sebze meyvedeki tarım ilacı kalıntısı!

Soru: ...Demiri başka hangi gıdalardan alabiliriz?

Yumurta çok önemli bir protein kaynağı. Zaten en değerli protein yumurta proteini olarak geçer. Aynı zamanda yumurta, Omega 3 ve demir açısından da iyi bir kaynaktır. Yalnız yumurtadaki demirin emilimini, yine yumurtadaki bir başka madde engelliyor. Ama siz yumurtayı menemen tarzında, yani domatesin ekşiliğiyle veya ekşi başka bir şeyle yediğiniz zaman o demir emilebilir hale geliyor. Mesela yumurtanın yanında zeytinyağlı, limonlu 3-5 zeytin de yerseniz yumurtadaki demir emilir hale geliyor. Yumurta kolesterol açısından sakıncalıdır lafı da yalan. O yüzden rahat rahat her yaştaki insan yiyebilir. Ve gerçekten her öğrenci evden çıkmadan mutlaka günde bir veya iki yumurta yemelidir. Hem tok tutuyor, hem de demir, Omega 3 ve hayvansal protein açısından çok zengin.

Soru: Yeri gelmişken Omega 3 neden gerekli hocam?

Cevap: Bir kere tüm hücrelerimizin zarı Omega 3'le kaplıdır. Eğer yeterince Omega 3 almazsak araşidonik asit onun yerini alır. Araşidonik asit, tüm stres hormonlarının hammaddesidir. Dolayısıyla tüm hücrelerimiz hemen parlayabilen, ters ve aşırı reaksiyon gösterebilen hücrelere dönüşür. Bu yüzden kalp krizine bağlı ani ölümler ortaya çıkabilir. Çünkü damarda herhangi bir yaralanma olursa, onu tek veya iki trombosit tamir edeceğine, yüzlercesi aktifleşerek, tamir edeceğim diye damarı tıkayıp enfaktüse yol açabilir. Sonra, Omega 3 kansere karşı koruyucudur, kanı sulandırıcıdır, ruhsal açıdan da çok önemlidir. Amerika'da bazı kliniklerde ruhsal hastalıklar sadece Omega 3 verilerek tedavi edilmeye çalışılmaktadır. Omega 3 aynı zamanda demir gibi zihinsel performans açısından da çok önemlidir.

Soru: Omega 3 yumurtada var, balıkta var... Bugünlerde keşke ucuz olsa da herkes bol bol kalkan yese...

Cevap: Yok, kalkan yılda bir kezden fazla yenmemeli. Çünkü kalkan, mezgit gibi balıklar dip balıkları olduğundan, içlerinde ağır metal bulundurma riskleri daha yüksek. Hamsi, istavrit, çinekop gibi yüzey balıklarını yerseniz daha iyi... Bu arada Omega 3 başta balıkta var. Ama biz hep şunu unutuyoruz; hiç balık görmeyen toplumlar bugüne kadar nasıl varlıklarını sürdürdü? Omega 3 aslında inekte de, koyunda da var. Ama eğer merada otluyorlarsa var. Ahırlarda, yemle beslenen hayvanlarda yok. Çünkü Omega 3'ün esas kaynağı yeşillik. Balıkta da zaten, yosun yediği için veya yosun yiyen küçük balıkları yediği için Omega 3 var. Eğer inek, koyun, keçi merada otluyorsa, tamamen yeşillikle besleniyorsa, sütünde de, etinde de Omega 3 var. Ama maalesef Karadeniz'de bile hayvan ahıra girdi. Çünkü tüccarlar artık ahırın kapısına teslim ediyor yemleri. O nedenle mera hayvancılığı ancak çok fakir yörelerde kaldı, çok azaldı.

Soru: Ama biliyorsunuz, bunları söylediğinizde, "Dünyada 1 milyar aç insan var, onlar nasıl hayvansal protein alacak" deniyor.

Cevap: Bir kere ineğin de, tavuğun da sadece protein kaynağı olarak görülmesi çok vahşice bir yaklaşım. Diğer taraftan Dünya'da açlığı önleyecek modelin küçük çiftçilik olduğunu 2006 yılında Asya Kalkınma Bankası söylemek zorunda kalmıştı. 2009 yılında da Dünya Bankası aynı sonuca vardı. Dünyadaki 1 milyar aç insanı doyurmanın tek yolu küçük çiftçiliği canlandırmak. Çünkü niye aç bu insanlar? Bir kere o 1 milyar insanın 700 milyonu çiftçi. Artık üretimlerini satamadıkları için, paraları olmadığı için açlar. Dünya'da gıda arzında bir eksiklik yok. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü'nün açıklamalarına göre, Dünya'da 10 milyar insanı besleyecek kadar gıda var. 7 milyarı değil, 10 milyarı! Sadece İngiltere'de bir yılda son kullanma süresi geçtiği için, ambalajı açılmadan çöpe atılan gıda miktarı 18 milyon ton. Avrupa Parlamentosu'nda, gıda israfıyla ilgili olarak geçen yıl gayri resmi olarak yapılan toplantıda, "Eğer bütün dünya AB kadar açgözlü olsaydı, dünyayı beslemek için 3,5 dünya gerekirdi" sonucuna varılmıştır. Bir yılda sadece İngiltere, Danimarka ve Almanya'nın israf ettiği gıdalarla tüm Afrika kıtası doyabilir! Bir de bunun sağlık ayağı var tabii... Merada otlayarak beslenen hayvanın etini yiyemediğimiz için, yine aynı şekilde gezen tavukla ya da doğal beslenmediğimiz için hastalanıyoruz.

Soru: Ben organik meyve sebze almaya çalışıyorum. Ama henüz bu pazarlar yaygın değil, doğal olarak biraz da fiyat farkı var tabii... Çok çocuklu bir aile için organik beslenmek zor olabilir. Ama talep olursa, pazarlar da çoğalır, fiyatlar da düşer...

Cevap: Organik yemekle çok doğru yapıyorsunuz. Bakın, çocukluk çağı kan kanserinin en önemli nedenlerinden biri tarım ilacı. Yani yapay ot öldürücü ilaçlar, böcek öldürücü ilaçlar, fare öldürücü ilaçlar... Bunların tümü hormonal ya da endokrin bozucular sınıfına giriyor. Ve siz endüstriyel tarım yaptığınızda bunlara ihtiyaç duyuyorsunuz. Çünkü monokültür tarımda, yani siz kilometrelerce sadece buğday, sadece mısır ektiğinizde toprağı o kadar zorluyorsunuz ki yabancı ot da daha fazla türüyor, böcek de... Dolayısıyla daha fazla tarım ilacı kullanıyorsunuz. Halbuki küçük çiftçilikte bu problemler çok daha az oluyor. Hatta elle bile toplanabilecek miktarda az oluyor. Yüzyıllardır bizim çiftçilerimiz bu zararlılara karşı tamamen doğal ilaçlar geliştirmiştir. Ama bunu sanayi ölçekli tarım alanlarında uygulama şansınız yok. O halde biz kanser olma pahasına bir tarım sürdürüyoruz. Dünya tarım ilacı piyasası, yıllık 40 milyar dolarlık bir piyasa. İşte o 40 milyar doları birileri kazansın diye tarım ilacı kullanılıyor.
"YIKAMAKLA TARIM İLACININ SADECE %40'I GEÇİYOR!"

Soru: İyi de bu sağlık, ucunda hastalık var?

Cevap: Bakın bir TV programında kanserle uğraşan bir tıp profesörü, “Ne olmuş yani, tarım ilacını yıkarsın geçer!" dedi. Yıkamakla tarım ilacının %40'ı geçiyor sadece. %60'ı tahta fırçasıyla bile fırçalasanız gitmiyor, kalıyor. Bütün sebze meyveler için aynı şey geçerli. Çünkü sistemik kullanılıyor tarım ilaçları, sebze meyve kökten ilacı alıyor artık.

Soru: Bir arkadaşım, "Pişirince geçiyor ama değil mi tarım ilacı?" diye sormuştu...

Cevap: Olur mu öyle şey! Ne pişirerek ne kaynatarak hiçbir şekilde gitmez. O yüzden mutlaka organik pazarlardan ya da küçük köy pazarlarından alışveriş yapmalıyız.

AYÇİÇEK YAĞINDAKİ TEHLİKE!

"Ayçiçek yağı hem ısıtıldığı zaman gelişen transyağ asidi açısından hem de Omega 3'ün emilimini engellediği için kanser yapabiliyor. Özellikle bağırsak ve meme kanserinde ayçiçek yağının etken olduğu düşünülüyor. Akdeniz havzasında en çok ayçiçeği yağı kullanan ülke İsrail, en çok kanser görülen ülke de İsrail! En çok ayçiçek yağı kullanan ikinci ülke ise Türkiye, tabii en çok kanser görülen ikinci ülke de!"

SEBZE- MEYVELERDEKİ ZEHİRE KARŞI: DOĞAL YOĞURT
İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Onkoloji Enstitüsü Öğretim Üyesi Dr. Yavuz Dizdar, sağlıklı beslenme konusunda yıllardır araştırmalar yapıyor ve uluslararası literatürü yakından takip ediyor. Dizdar:
"Tarım ilaçları tüm dünyada bir sorun. Ama Türkiye'deki durum çok daha farklı. AB'nin zehirli diye geri çevirdiği sebze ve meyveler yine bizim iç pazara sunuluyor. Bunlar zehirli, ama iç piyasa için üretilen sebze ve meyvelerin içindeki kalıntılar konusunda hiçbir bilgi yok, çünkü bizde denetim yok! Tek çareniz var, organik pazarlardan alışveriş etmek" diyor.
"Peki organik meyve sebze ne kadar organik?" diye bir soru gelebilir aklınıza. Hemen onun da yanıtını veriyor Dizdar:
"İlaçlı tarım ürünlerine göre aralarında açık fark var. Eğer ki bir portakaldan üç kişi zehirlenebiliyorsa bu ülkede, marketler asla sağlıklı ürün sattıklarını iddia etmemeli. Kendileri analiz yaptırmadıkça bu iddiayı ortaya atmamalı. Siz de aldığınız ürüne güvenmemelisiniz" diyor.
"Sütün canlı halinin çok önemli bir özelliği var. Vücuda giren yabancı maddeleri tutup, bağlama ve vücutta emilmesini engelleme özelliği... Çünkü gördük ki anne sütüne de tarım ilacı bulaşmış vaziyette, ama bebeklerde bir sıkıntı çıkmıyor. Demek ki sütün bu tutma özelliğine bağlı olarak çıkmıyor. İşte bunun için sütün özellikle homojenizasyon ve UHT işleminden geçirilmemesi gerekiyor. Aynı şey yoğurt için de geçerli. Çünkü sütün içindeki glutatyon dediğimiz aktif molekül, vücuda giren yabancı, kanser yapıcı maddeleri bağlıyor. Zehirlenmelerde yoğurt yedirtilmesinin mantığı da bu... Yoğurt panzehir ama bu özellik bir tek ekşiyebilir olan doğal yoğurtta var. Şu anki yoğurtlar homojenize... Kıvamı son derece iyi görünüyor, parlak, ambalajları sterilize ama bu özellikleri olmadığı için sizin tarım ilaçlarını vücudunuza almanızı engelleyemiyorlar."
Mine Şenocaklı, haber.gazetevatan, 02/05/2012

SAYIN YAVUZ DİZDAR'IN RÖPORTAJINDAN ALINTIDIR

Süt ve süt ürünlerindeki risk
Ambalaj içinde satın aldığımız süt hangi teknik işlemlerden geçiyor? 
Süt doğanın mantığı gereği aslında hiçbir işleme tabi tutulmamalıdır, ancak hayvanların sağlıklı olmadığı koşullarda pastörizasyon işlemi Pastör’den bu yana kullanılmakta. Pastörizasyonda sütün eriştiği sıcaklık hastalık oluşturabilecek etkenlerin ortadan kaldırılması için yeterlidir, Whey proteinleri gibi besleyici unsurlar kabul edilebilir bir miktarda kaybedilir. Ancak uygulama “ultra high temperature” (UHT) denen “çok yüksek sıcaklık” aşamasına geldiğinde durum değişir. Çünkü süt düz bir besin değil, aslında yeni doğan bebeğin dış dünyaya adaptasyonunu gerçekleştiren sıra dışı bir biyolojik sistemdir. Yapılan bütün araştırmalar anne sütü ile beslenen çocukların, bu adaptasyonun daha iyi olması nedeniyle formül mamalarla beslenenlere göre daha sağlıklı bir yaşam geçirdiklerini göstermektedir.
‘Homojenizasyon sonrasında süt başta karakteristik kokusu olmak üzere pek çok özelliğini yitirir.’

Süt düz bir besin değildir demek, onun aslında düz bir besinmiş gibi işleme alındığına vurgu yapmaktır. Burayı biraz açabilir miyiz?
Günümüz süt endüstrisinin en büyük hatası da sütü düz bir besin maddesi olarak kabullenmesi ve ona “yüksek teknolojik işlem” yapabileceğini zannetmesi. Bu uygulamanın başlangıç aşaması sütün homojenizasyonudur. Normal koşullarda kaymak oluşturan süt içerisindeki yağ kürecikleri, süt 85 derece sıcaklıkta, 140 bar basınç altında (1400 metresu basıncı) çok ince bir delikten püskürtülerek sütün içerisine karıştırılır. Endüstri bunun zararsız bir yağ küreciklerinin parçalanması işlemi olduğunu düşünmektedir, ancak homojenizasyon sonrasında süt başta karakteristik kokusu olmak üzere pek çok özelliğini yitirir. Bu işlem aslında homojenizasyonun ötesinde bir kataliz işlemidir, sütün bebek için koruyucu özelliklerini de ortadan kaldırır.
Ekşime özelliği de bahsettiğiniz dahilinde sanırım.
Elbette. Piyasada “homojenize” olarak satılan yoğurtların da ekşime özelliği bu kataliz işlemi nedeniyle ortadan kalkmaktadır. Bu aynı zamanda yoğurdun vücut için “koruyucu antioksidan özelliğini” de ortadan kaldırmaktadır. Oysa antioksidan özellik yaşlanmanın geciktirilmesi açısından Nobel ödüllü Rus Kimyacı Elie Metcnikof tarafından ortaya atılmıştır, çünkü etkinliğini kaybetmemiş yoğurt, vücuda öyle ya da böyle alınan toksik maddelerin etkisizleştirilmesi için gereklidir. Dahası gerçek yoğurt bağırsak florasının sürdürülmesi için de çok önemlidir. Burada vurgulamam gereken bir diğer üzücü nokta, homojenize sütten yapılan yoğurdun kaymak oluşturamamasına karşılık, piyasadaki endüstriyel homojenize yoğurtların çoğunun kaymaklı olmasıdır.
UHT Sistemi
Evet, kaymaklı yoğurtları raflarda görmek mümkün.
Bu kaymaklar yoğurdun üzerine sonradan eklenen “çakma” kaymaklardır (endüstri de karşılıklı görüşmelerimizde durumu kabul etti.) Bunu yapabilmek için genellikle margarin
kullanıldığı kabul edilmektedir.
Süte uygulanan diğer aşama nedir?
 Sütün endüstriyel işlenmesindeki diğer aşama olan UHT işleminde ise sıcaklık 140 derece civarına çıkarılır, süt su bazlı bir sistem olduğundan bu sıcaklığa çıkması kaynama nedeniyle mümkün olmayacağından basınç uygulanması gerekir. Bu basınç 5 bar düzeyinde, yani gıda mühendisi arkadaşlarımızın ifadesiyle şebeke suyu basıncı seviyesindedir. İşte bu işlem sadece süt içerisindeki uyku halindeki mikroorganizmaları ortadan kaldırmakta kalmamakta, sütün yapısında da ciddi değişikliğe neden olmaktadır, zira UHT sütler doğal bozulma yolu olan ekşime özelliğini kaybederler, proteinlerin nasıl bir forma katlandığı da bilinmemektedir. Ne akademi, ne de endüstri bugüne kadar sütün fizyolojik etkilerini hemen hemen hiç incelememiştir. Örneğin sütün ana proteini olan kazeinden oluşan beta-casomorphin-7 sindirim sistemi örtüsünün (mukus tabakası) oluşturulmasını uyarır. Aynı şey sütün fermente biçimi olan yoğurtta da vardır. Kazein midede tamamen özgül bir şekilde kesilip, biçilir, vücuda bir bütün olarak emilir. Tekrar söyleyeyim, sütün ve yoğurdun fizyolojik etkileri henüz yeni araştırılıyor, kan şekeri seviyelerini bile düzenlediğine dair veriler henüz iki yıllık. İşte ekşimeyen homojenize yoğurtlar ve UHT sütlerde bu özellikler biter, çocuklarını uzun ömürlü UHT sütle ve ekşimeyen homojenize yoğurtla beslemeye çalışanlar, onları sütün ve yoğurdun fizyolojik etkilerinden tamamen mahrum bıraktıklarını bilmeliler. Bu işlem sütün yapısını zaten bozmak için zaten yeterlidir, ama sütün ömrünü uzatmak için içine paraben denilen koruyucular konulduğu, UHT işleminin enerji sarfiyatının azaltılması için bazı kimyasal katalizörler kullanıldığı da gıda mühendisi arkadaşlarımız tarafından anlatılıyor.
Bu “mikrop histerisi” endüstrinin küçük üreticiyi boyunduruğu altına almasının bir yöntemi.

Ambalajlı sütte bizi bu tehlikeler bekliyor ise, başka bir tehlike de ambalajsız ürünlerde bizi bekliyor olamaz mı? Örneğin günlük ve açıkta satılan süt daha mı az risk taşır?
Açık sütün kaynağını iyi sorgulamak durumundayız. Bugün artık teknoloji gelişti, herkesin fotoğraf makineli cep telefonu var. Tüketici açık süt satıcısından en azından hayvanlarıyla çekilmiş bir fotoğrafını isteyebilir, hatta mandırasını pikniğe açan üreticiler de oldu. Ambalajlı ürünün anlattığım sakıncalarının yanında “enfeksiyon riski” inanın marjinal kalır. Bunun yöntemi sütün kaynatılmasıdır. Brusella ve diğer olası bakteriler kaynatmayla zaten ölür, Anadolu’daki aslı sorun kaynatılmamış sütten hazırlanan “taze” peynir. Peynir olgunlaştığında bu risk de ortadan kalkar. Sokakta satılan sütlerin mikroorganizma olasılığı hep vardır, asgari hijyene dikkat edilip kaynatılarak ortadan kalkar. Biz de bu sütle büyüdük, salgın hastalık mı vardı? Bu “mikrop histerisi” endüstrinin küçük üreticiyi boyunduruğu altına almasının bir yöntemi. Aynı yöntemi bol bol satmaya çalıştıkları temizlik malzemelerinde de uyguluyorlar

KURU FASULYE

Kış aylarında en büyük derdim bugün ne pişirsem.Yazın pişirecek o kadar çok sebze var ki insan hiç zorlanmıyor.Kışın da var ama maalesef çocukların bir çoğu kış sebzelerini pek sevmiyor.Hal böyle olunca kısırdöngü başlıyor.Ben de bir kaç gün önce yarın ne pişirsem derdine düştüm yine.En sonunda kuru fasulye yapmaya karar verdim.Yanında pilav güzel gider ama biz çok pilav sevmeyen bir aile olunca, en iyisi bir de kuru biber kızartayım dedim.Aslında kuru fasulye acılı güzel olur. Çocuk faktörü olunca en iyisi tabağınıza pul biber dökmek,acıyı sevenler için tabii ki.
                                  MALZEMELER

1)KURU FASULYE

2)BİR BÜYÜK BAŞ SOĞAN

3)BİBER YA DA DOMATES SALÇASI

4)KIRMIZI TOZ BİBER

5)1-2 ADET YEŞİL BİBER

6)ZEYTİNYAĞI VE TUZ
                                                  YAPILIŞI

●KURU FASULYEMİZİ AKŞAMDAN ISLIYORUZ.ERTESİ GÜN İSTER DÜDÜKLÜDE İSTER TENCEREDE FASULYELERİMİZ YUMUŞAYANA KADAR HAŞLIYORUZ.

●ZEYTİNYAĞIMIZI TENCEREYE KOYUYORUZ. ÜZERİNE DOĞRANMIŞ SOĞANIMIZI EKLEYEREK ŞÖYLE BİR ÇEVİRİYORUZ.

●SALÇAMIZI,KIRMIZI TOZ BİBERİMİZİ,YEŞİL BİBERİMİZİ DE EKLEYEREK BİR KEZ DAHA KARIŞTIRIYORUZ..ÜZERİNE HAŞLANMIŞ OLAN KURU FASULYELERİMİZİ DE KOYUP  BİR GÜZEL HARMANLIYORUZ. ÜZERİNİ BİRAZ ÖRTECEK KADAR SUYUMUZU DA İLAVE EDİP PİŞMEYE BIRAKIYORUZ.SOĞANLARIMIZ YUMUŞAYINCAYA KADAR PİŞİRİP OCAĞIMIZIN ALTINI KAPATIYORUZ.

YANINA BİR DE TIKIR TIKIR KIZARMIŞ KURU BİBER YA DA TURŞU.AFİYET OLSUN.

TURP OTU EKŞİLEMESİ

Egeli olarak, arap saçı haricindeki tüm otları severim.Turp ekşilemesne bayılırım. Özellikle de turp otunu bahçelerden kendim topladıysam demeyin keyfime.Geçen gün öğlen işyerimizin arkasındaki bahçede şöyle bir tur atayım dedim. Baktım ki turp otları tam yemelik olmuş,hemen bıçağı ve poşeti aldım elime başladım kazmaya. Bahçede bir şeylerle uğraşmak,dalından kendi ellerimle toplamak; çocukluğumdan beri çok büyük keyif aldığım şeylerdir.Bir yandan topladım, bir yandan temizledim. Turp otunu topraktan çıktığı yerden bıçakla kesiyorsunuz.Dışta kalan sarı yapraklarını ve uçlarındaki yapraklarını kesip sadece köklerini pişiriyorsunuz.En zahmetli yanı yıkaması ,direk toprakla temas halinde olduğu için defalarca bol suyla yıkamak gerekiyor.
                                                  MALZEMELER


1)TURP OTU

2)ZEYTİNYAĞI

3)LİMON

4)TUZ

5)DİLERSENİZ SARIMSAK


                                                             YAPILIŞI

●TURP OTUNU TEMİZLEYİP GÜZELCE YIKADIKTAN SONRA, BİRAZ SUYLA TURPLAR YUMUŞAYINCAYA KADAR PİŞİRİYORUZ.

●TURPLARIMIZ PİŞERKEN DİĞER TARAFTA SOSUMUZU YAPIYORUZ. SOSUMUZ İÇİN EĞER SARIMSAK KULLANACAKSAK, SARIMSAK VE ZEYTİNYAĞINI AĞARINCAYA KADAR ÜZERİNE YETERİ MİKTARDA TUZ EKLEYEREK BLENDER YARDIMIYLA ÇIRPIYORUZ.ÜZERİNE LİMONUMUZU DA EKLİYORUZ. BİR KAÇ KEZ DAHA KARIŞTIRIYORUZ VE PİŞEN TURPLARIMIZIN ÜZERİNE DÖKÜYORUZ.BUZDOLABINA KOYARAK SOĞUYUP DİNLENMESİNİ SAĞLIYORUZ.

●BEN BİR KAÇ TANE DE HAŞLANMIŞ KURU BİBER KOYDUM. DİLERSENİZ SİZ DE KOYABİLİRSİNİZ.

DAMLA ÇİKOLATALI TOP KEK



Damla çikolatalı top kek bir de ıslak kek kızımın favori kekleridir.Dün akşam da anne kek yapalım birlikte deyince kıyamadım.Akşam dokuz buçuktan sonra koyulduk kek yapmaya.ben malzemeleri ekliyorum,kızım çırpma görevini üstleniyor. Bundan o kadar çok zevk alıyor ki görmeye değer.Şimdi tarifi paylaşalım.
                            MALZEMELER

1)2 YUMURTA

2)1 BARDAK ŞEKER

3)1 ÇAY BARDAĞI SIVI YAĞ

4)1 BARDAK SÜT

5)1 ÇAY KAŞIĞI TARÇIN

6)2 ÇORBA KAŞIĞI KAKAO

7)1 PAKET VANİLYA

8)1 PAKET KABARMA TOZU

9)2,5 BARDAK UN

10)DİLEDİĞİNİZ KADAR DAMLA ÇİKOLATA

                                             YAPILIŞI

●YUMURTA VE ŞEKERİ BİR KABIN İÇİNDE 10 DAKİKA KADAR ÇIRPIYORUZ.ÜZERİNE VANİLYA VE TARÇINI DA EKLEYİP BİR KEZ DAHA KARIŞTIRIYORUZ.

●UN VE KABATMA TOZU HARİCİNDEKİ DİĞER MALZEMELERİ EKLEYİP 5 DAKİKA DAHA ÇIRPIYORUZ.

● ELENMİŞ UN VE KABARTMA TOZUNU DA EKLEYEREK UNU MALZEMEYE YEDİRECEK KADAR ÇIRPIYORUZ.

●EN SON DAMLA ÇİKOLATAMIZI DA KOYARAK KAŞIKLA ÇİKOLATALARIN HOMOJEN BİR ŞEKİLDE DAĞILMASI İÇİN KARIŞTIRIYORUZ.ÖNCEDEN HAZIRLAMIŞ OLDUĞUMUZ TOP KEK KALIPLARINA KARIŞIMIMIZI PAYLAŞTIRIYORUZ.TOPLAM YİRMİ ADET ÇIKIYOR.

●180˚ ÖNCEDEN ISITILMIŞ FIRINDA PİŞİRİYORUZ.KÜRDAN TESTİYLE KEKİMİZİ KONTROL EDEBİLİRİZ.TEPSİMİZİN ÜZERİNE AYNI BOYUTTA TEPSİMİZİ KAPATIYORUZ Kİ TERLEYİP YUMUŞACIK OLSUNLAR.SONRA DA KÜÇÜK BICIRIKLAR AFİYETLE YESİNLER.

ŞEKER HAMURLU KURABİYE TARİFİ


Günaydın.Herkesin günü aydın olsun.İçi huzur, mutluluk dolsun. Son günlerde mutfaktan çıkamıyorum,birkaç tarifi biriktirip sizlerle paylaşıyorum. Dün akşam yine bebek kurabiyeleriyle uğraştım. Onlarla uğraşırken kızım, anne birlikte benim sevdiğim kekten yapalım diye tutturdu.Ben de peki yapalım dedim. Mutfakta işim bittiğinde saat 23.00 olmuştu. Önce bebek kurabiyelerimin fotoğraflarını ve kurabiyesinin tarifini sizlerle paylaşayım.
                                       MALZEMELER

1)250 GR TEREYAĞI

2)1,5 BARDAK ŞEKER

3)2 YUMURTA

4)BİR LİMON KABUĞU RENDESİ

5)BİR PAKET VANİLYA

6)5 BARDAK UN

                                                               YAPILIŞI


●ÖNCELİKLE ODA SICAKLIĞINDAKİ TEREYAĞIMIZI BİR KABA ALIYORUZ.ÜZERİNE YUMURTALARIMIZI KIRIYORUZ.

●ŞEKERİMİZİ DE KABIMIZA DÖKEREK BİR GÜZEL YOĞURUYORUZ.DAHA SONRA LİMON KABUĞU RENDEMİZİ,VANİLYAMIZI DA EKLİYORUZ.

●UNUMUZU MUTLAKA İKİ DEFA ELEKTEN GEÇİRİYORUZ.DAHA SONRA KARIŞIMIMIZA UNUMUZU DA YAVAŞ YAVAŞ İLAVE EDİYORUZ VE KULAK MEMESİ YUMUŞAKLIĞINDA BİR HAMUR ELDE EDİYORUZ.EĞER HAMURUNUZ HALA ELİNİZE  YAPIŞIYORSA UN MİKTARINI BİRAZ DAHA ARTTIRABİLİRSİNİZ.ZİRA BAZEN ODA SICAKLIĞININ DURUMU VE ELLERİNİZİN SICAKLIĞI DA DEVREYE GİRİNCE 5 BARDAK UN YETERLİ OLMAYABİLİYOR.

●HAMURUMUZDAN PARÇALAR KOPARTIP MERDANEYLE BİRAZ İNCELTİP İSTEDİĞİMİZ KALIPLARLA KESİYORUZ.YAĞLI KAĞIT SERİLMİŞ FIRIN TEPSİMİZE DİZİP ÖNCEDEN 180˚ ISITILMIŞ FIRINDA HAFİF PEMBE BEYAZ OLANA KADAR PİŞİRİYORUZ.

●PİŞEN KURABİYELERİMİZİ HEMEN FIRINDAN ÇIKARTIP TEL IZGARANIN ÜZERİNE KOYUYORUZ Kİ TERLEYİP YUMUŞAMASIN.KITIR KITIR KALSIN.

●İYİCE SOĞUYAN KURABİYELERİMİZİ, RENK RENK ŞEKER HAMURLARIYLA DİLEDİĞİMİZ GİBİ SÜSLÜYORUZ.

20 Şubat 2013 Çarşamba

SÜT KAYMAĞI KURABİYESİ

Çocukluk günlerimin anne eli değmiş kurabiyelerinin tarifini bugün sizlerle paylaşmak istiyorum.Hepimizin anılarında, çocukluğumuzda annelerimizin yaptığı bir ikram vardır.Hani hatıralarınızı canlandırınca sanki gerçekmiş gibi kokusu burnunuza gelir,işte o kokulardan birisidir süt kaymağı kurabiyesi. Annemin beyaz çinko bir tenceresi vardı, kurabiyeler o tencerenin içinde hiç eksilmezdi. Çünkü eksildikçe yenisi yapılarak konulurdu o tencereye.Kuzenlerim Fethiye'den gelir,  mutfağa koşup halacım kurabiyen var değil mi diyerek tencerenin kapağını açarlardı kucaklaştıktan sonra.Evimizden o mis gibi kurabiye kokusu hiç eksik olmazdı.Ama şu bir gerçek ki ne yaparsam yapayım anneminki gibi olmuyor.Annem hala yapar kurabiyeleri ,aralıklı koysa bile o kadar kabarırlar ki birbirlerinden bıçak yardımıyla ayrılırlar.Canım annemi Allah bizim başımızdan eksik etmesin,ben hep onun lezzetli ellerinden yiyeyim o kurabiyeyi.Annemin bütün gün arkadaşları da kurabiyelerin tarifini alıp her seferinde seninki gibi olmuyor Hafizecim derler.Annem yaptığında bir de onun yaptığının fotoğrafını paylaşayım sizlerle.Tabii bu kurabiyeleri yapabilmek için işlenmemiş köy sütü almak gerekiyor.Ben yaklaşık bir yıldır evime uht edilmiş süt ve homojenize edilmiş yoğurt almıyorum.Aydın bu açıdan çok güzel,haftanın her günü pazar var ve köylüler süt getirip satıyorlar diğer şehirlerde de imkanı olanlar lütfen yoğurtlarını kendileri yapsınlar eğer açık süt bulamıyorlarsa da uht edilmiş yerine en azından pastörize süt kullansınlar.Doğum doktorum sevgili Ömer Südekan'ın, bir profesörün röportajını paylaştığı günden beri süt ve yoğurt konusunda çok hassasım.O röportajı internetten bulabilirsem sizlerle de paylaşayım.Şimdi tarife geçelim.
                                       MALZEMELER

1)BİR KASE SÜT KAYMAĞI EĞER BİRİKTİREBİLDİYSENİZ DAHA FAZLASI DA OLUR

2)BİR FİNCAN ZEYTİNYAĞI

3)1 BARDAK ŞEKER(DAHA TATLI SEVİYORSANIZ 1,5 BARDAK OLABİLİR)

4)2 YUMURTA(BİR TANESİNİN BEYAZI ÜSTÜNE SÜRMAEK İÇİN AYRILACAK)

5)BİR ADET LİMON YA DA PORTAKAL KABUĞU RENDESİ

6)BİR PAKET VANİLYA

7)BİR TATLI KAŞIĞI KARBONAT

8)BİRKAÇ DAMLA LİMON SUYU

9)ALDIĞI KADAR UN

                                              YAPILIŞI

●YUMURTALARDAN BİRİNİN BEYAZINI AYIRARAK BİR KABIN İÇİNE KIRIYORUZ.ÜZERİNE ŞEKERİMİZİ,LİMON KABUĞU RENDESİNİ,VANİLYA,ZEYTİNYAĞI VE SÜT KAYMAĞIMIZI EKLEYEREK BİR GÜZEL YOĞURUYORUZ .

●UNUMUZU EKLİYORUZ.UNUMUZUN ORTASINI BİRAZ AÇARAK KARBONATIMIZI KOYUYORUZ VE KARBONATIN KABARMASI İÇİN BİRKAÇ DAMLA LİMONUMUZU ÜZERİNE SIKIYORUZ.

●UN ÖLÇÜSÜ VEREMİYORUM ALACAĞI UN MİKTARI SÜT KAYMAĞININ MİKTARINA GÖRE DEĞİŞİKLİK GÖSTERİR.FAKAT KLASİK KULAK MEMESİ KIVAMINDAN BİRAZ DAHA YUMUŞAK BİR HAMUR OLMASI GEREKİYOR.ELİMİZE HAFİF YAPIŞIR KIVAMDA KALACAK. YUVARLARKEN PARMAĞIMIZIN UCUNU ZEYTİNYAĞINA  BATIRIP AVUÇLARIMIZI HER SEFERİNDE HAMURUN YAPIŞMAMASI İÇİN  YAĞLAYACAĞIZ.EN SON ÜZERLERİNE YUMURTA BEYAZI SÜRECEĞİZ.180˚ ÖNCEDEN ISITILMIŞ FIRINA SÜRÜP ÜZERİ PEMBELEŞİNCEYE KADAR PİŞİRECEĞİZ.

●FIRINDAN ÇIKARDIĞIMIZ TEPSİNİN ÜZERİNE BİR TEPSİ DAHA KAPATIP TERLEYİP YUMUŞAK KALMASINI SAĞLAMALIYIZ YOKSA KURABİYELERİN ÜSTÜ SERTLEŞİR.

19 Şubat 2013 Salı

DOMATES ÇORBASI

Biz genellikle akşamları tek çeşit yemek yeriz. Yemekte misafirim yoksa eğer yemeğin yanına pilav, makarna türü şeyler de pek yapmam,çünkü yenmez. Ama kış akşamları hele hava biraz da soğuduysa sıcacık bir çorba yemekten önce güzel gider.Dün akşam üzeri baktım hava biraz soğuk, ne zamandır da domates çorbası yapmamıştım.Koyuldum çorba yapmaya.Ben yazın tarla domateslerinin bol olduğu zamanda kasayla domates alıp kış için hazırlıyorum.Domateslerimin bir kısmını doğrayarak bir kısmını da çorbalar için rendeleyerek konserve yapıyorum.Bütün kış yemeklerimde ve çorbalarımda bu domatesleri kullanıyorum. Rende domateslerimden bir kavanoz çıkardım ve çorbamı onunla hazırladım.Domates çorbası için hazır marketlerde satılan domates sularını da kullanabilirsiniz ama onlarda ne kadar yok deseler de katkı maddesi var. Kendi ellerinizle sağlıklı yollarla yaptığınız en güzelidir.Ben organik konusunda biraz takıntılıyım.Şimdi çorbamızın yapımına geçelim.
                            MALZEMELER


1)BİR ŞİŞE DOMATES

2)2 KAŞIK TEREYAĞI

3)2 TEPELEME KAŞIK UN

4)1 BARDAK SÜT

5)KAŞAR PEYNİRİ

6)SEVDİĞİNİZ YOĞUNLUĞA GÖRE ALDIĞI KADAR SU

7)BİR-İKİ KAŞIK DOMATES SALÇASI

                                                           YAPILIŞI

●BEN KENDİ YAPTIĞIM KONSERVEYİ KULLANDIĞIM İÇİN ÖNCELİKLE RENDE DOMATESLERİ TEL SÜZGÜDEN GEÇİRİYORUM. KALAN ÇEKİRDEK KISMINI ATIYORUM.

●İKİ KAŞIK TEREYAĞINI BİR TENCEREDE ERİTİP UNU EKLİYORUM. UN KOKUSU KAYBOLANA KADAR KAVURUYORUM


●SALÇAMIZI VE SUYUMUZUN AZ BİR KISMINI EKLİYORUZ.UNUN TOPAKLANMAMASI İÇİN HIZLICA KARIŞTIRIYORUZ.EĞER TOPAKLANIRSA BLENDERLA DA  KARIŞTIRABİLİRSİNİZ.KALAN SUYUMUZU VE SÜTÜMÜZÜ DE EKLEYİP KAYNAYINCAYA KADAR KARIŞTIRIYORUZ.

●BEN KAYNADIKTAN SONRA ÇOK AZ TEL ŞEHRİYE DE EKLİYORUM.ÇORBANIN SU MİKTARINI KENDİNİZE GÖRE AYARLAYABİLİRSİNİZ BEN ÇORBALARI SU GİBİ DEĞİL DE BİRAZ YOĞUN SEVERİM.SÜT DAHA YOĞUN VE LEZZETLİ OLMASINI SAĞLIYOR SİZ SÜT SEVMİYORSANIZ SADECE SUYLA DA YAPABİLİRSİNİZ.BİR TAŞIM KAYNAYIP YOĞUNLAŞTIKTAN SONRA ÇORBAMIZ SERVİSE HAZIR.SERVİS SIRASINDA ÜZERİNE BİRAZ DA KAŞAR PEYNİRİ RENDESİ TAMAMDIR.

                                           SICACIK İÇELİM. AFİYET OLSUN.

SAC KAVURMA

Pazar günü akşam yemeği için ne yapayım diye düşünürken uzun zamandır sac kavurma yapmadığım aklıma geldi.Et yemeklerini sevmeyen yoktur herhalde,vejeteryanlar haricinde tabi ki.Ben kavurmayı sacta çok seviyorum, piştikten sonra da tabaklara koymuyorum,çünkü tabağa koyduğunuz anda kavurma buz gibi oluyor. Sacı masanın ortasına koyuyorum herkes bandıra bandıra sıcacık yiyebiliyor. Et yemeklerini yaparken en önemli faktör tabi ki et, bazı etler kazık gibi oluyor o zaman bütün uğraşınız boşa gidiyor.Ben etimi hayvanlarını kendi yetiştirdiğini bildiğim tanıdık bir kasaptan alıyorum,ne pişireceğimi söylediğim zaman eti ona göre veriyor. Sürprizle karşılaşmıyorum et yumuşacık oluyor.

                                    MALZEMELER

1)BİR KG KAVURMALIK ET

2)İKİ ADET ORTA BOY SOĞAN

3)5-6 ADET YEŞİL SİVRİ BİBER

4)BİR ADET KIRMIZI ŞALVAR BİBER

5)ZEYTİNYAĞI,BİBER SALÇASI,KIRMIZI TOZ BİBER,KARABİBER,TUZ

6)2 KAŞIK TEREYAĞI

7)1-2 ADET DOMATES
                                                 YAPILIŞI

●ÖNCELİKLE ETİMİZİ BİR TENCEREYE KOYUP HARLI ATEŞTE SUYUNU SALINCAYA KADAR KARIŞTIRARAK KAVURUYORUZ. KENDİ ÖZ SUYUNU SALINCA YİNE HARLI ATEŞTE SUYUNU ÇEKİNCEYE KADAR PİŞİRİYORUZ.BEN EKSTRA SU EKLEMİYORUM ET GÜZELSE ZATEN YUMUŞACIK PİŞİYOR.

●ETİMİZ PİŞERKEN DİĞER TARAFTA SACIMIZA ZEYTİNYAĞIMIZI KOYUYORUZ KAYRAK KAYRAK DOĞRADIĞIMIZ SOĞANLARI DA EKLEYEREK SOĞANLARI HAFİFÇE ÖLDÜRÜYORUZ.

●YEŞİL VE KIRMIZI BİBERLERİMİZİ EKLEYEREK 1-2 KEZ YAĞDA ÇEVİRİYORUZ. DAHA SONRA DOMATESLERİ,SALÇAYI,TOZBİBERİ VE KARABİBERİMİZİ DE EKLİYORUZ.PİŞMİŞ OLAN ETİMİZİ SACA AKTARIP HEPSİNİ HARMANLAYARAK ATEŞTE BİRAZ PİŞİRİYORUZ.BEN SOĞANLAR ÇOK AZ DİRİ KALACAK ŞEKİLDE KAVURUYORUM.EN SON KOKU VE LEZZET VERMESİ İÇİN TEREYAĞIMI DA EKLEYİP SON BİR KEZ KARIŞTIRIYORUM.KAVURMAMIZ SERVİSE HAZIR,YANINA BİR DE SALATA.AFİYET OLSUN.

TRUFF


Çikolataya hiç dayanamam.Bazen geceleri kalkıp eğer evde çikolata kalmamışsa nutellayı kaşıklarım.Truff'e bayılırım .Ben normalde truff'u sadece kuvertur ve kremayla hazırlayıp bir gece buzdolabında bekletiyorum ertesi gün yuvarlayıp kakaoya buluyorum veeee yerken kendimden geçiyorum.Ama bu sefer kalan malzemelerimi değerlendirmek için internette daha önce tarifini görmüş olduğum yalancı truff yaptım.Sevgililer günü için yuvarlak kek kalıbımda pandispanya yapmıştım,daha sonra iki kişilik kalpli pandispanya kalıbımı kullanarak yuvarlak pandispanyadan iki tane iki kişilik kalpli pandispanya keki çıkarttım .Tabii kenarından çıkan kek parçalarını bir kaba koyup kaldırdım.Sevgililer günü pastasının ganajından da artmıştı.Onu da buzdolabına koydum.Ertesi gün kalan pandispanya parçalarını robotta çekip ganajla karıştırdım. Yuvarlayıp bir kısmını hindistan cevizine,bir kısmını antep fıstığına bir kısmını da kakaoya buladım.Oldu size truff,malzemelerim de değerlenmiş oldu.

YER OCAĞI KIZARTMASI


Cumartesi akraba günümüzde bir önceki günde siparişler verilmişti.Biz börek,çörek istemiyoruz ocak kızartması istiyoruz diye.Siz isteyin biz yaparız.Kızartma, hem de şöyle yer ocağında mis gibi odun kokulu olursa yenmez mi? Yenirrrr hem de parmaklarla birlikte yenir.Yazdan hazırladığım kuru biberleri ve kuru patlıcanları haşladım.Kışın hormonlu biber almayı sevmememe rağmen sadece kuru biber olmaz diyerek taze biber de aldım.Normalde kışın asla eve sokmam yazın kuruturum ve bütün kış kuru biber kızartması yeriz,biraz da dondurucuya koyuyorum ama fazla yer kapladığı için çok fazla koyamıyorum o yüzden dondurucudakiler hemen bitiyor.Neyse konumuza dönelim.Ocak yakıldı ve koca bir tepsi kızartma yapıldı.Ben kalabalık misafirim geleceği zaman kızartmayı şakşuka gibi yapmayı tercih ediyorum.Servisi kolay oluyor.Patatesleri küp küp doğruyorum, biberleri de bir parmak kalınlığında doğrayıp hepsini aynı tepsiye alıyorum.Üzerine de yine yazdan hazırladığım domates konservesiyle hazırlanmış sarımsaklı domates sosu...Buyrun sofraya, bandıra bandıra kızartma yemeye...

ARPACIK SALATASI

Arpacık salatasını ilk kez yaptım. Arkadaş toplantımızda ikram bir tatlı,bir tuzlu ve salata olmak üzere 3 çeşitle sınırlı,fazlasını yapmak kesinlikle yasak.Ben de salata olarak değişik bir şey yapmak istedim.İnternetten araştırırken arpacık salatasını gördüm ve hoşuma gitti.Benim bulduğum tarifte mısır ve garnitür de vardı ama ben o kadar karışık yapmak istemedim ve tarifi kendime göre uyarladım.Dilerseniz bu salatayı hazırladıktan sonra sarımsaklı yoğurt ve bir kaşık mayonez koyarak yoğurtlu olarak da hazırlayabilirsiniz. Ben kalan salatayı akşam yoğurtlayarak yedim daha çok hoşuma gitti.
                                    MALZEMELER

1)1 PAKET ARPACIK (EĞER KALABALIK DEĞİLSENİZ YARIM PAKET YETERLİ) BEN ARPACIK OLARAK BARİLLA KULLANIYORUM. KESİNLİKLE HAMUR OLMUYOR TANE TANE KALIYOR,TAVSİYE EDERİM.

2)YARIM DEMET MAYDANOZ

3)YARIM DEMET DEREOTU

4)3-4 ADET TAZE SOĞAN

5)BİR TUTAM TAZE NANE

6)ARZU ETTİĞİNİZ KADAR KORNİŞON TURŞU

7)2 KAŞIK TEREYAĞI

8)YARIM LİMON SUYU

9)YARIM PAKET SIVI TAVUK BULYON

                                                    YAPILIŞI

●TEREYAĞINI TENCEREYE ALIP ERİTİYORUZ ÜZERİNE ARPACIKLARIMIZI İLAVE EDİP SÜREKLİ KARIŞTIRARAK PEMBELEŞİNCEYE KADAR KAVURUYORUZ.DAHA SONRA ÜZERİNİ BİR PARMAK GEÇECEK KADAR SU İLAVE EDİP BULYONUMUZU EKLİYORUZ.SUYUMUZ KAYNAYINCA KAPAĞIMIZI KAPATIP SUYUNU ÇEKİNCEYE KADAR PİŞİRİYORUZ.

●ARPACIK PİLAVIMIZ PİŞERKEN DİĞER MALZEMELERİMİZİ İNCE İNCE KIYIYORUZ.DAHA SONRA DEMLENDİRİP SOĞUMAYA BIRAKTIĞIMIZ  ARPACIKLARIMIZI YEŞİLLİKLERİMİZLE KARIŞTIRIYORUZ ÜZERİNE YARIM LİMONUMUZU SIKIP GÜZELCE HARMANLIYORUZ.

●DİLERSENİZ BU AŞAMADA SARISAKLI YOĞURT VE BİR KAŞIK MAYONEZ KOYUP YOĞURTLU YAPABİLİRİZ SALATAMIZI Kİ BEN TADINI YOĞURTLU OLARAK DAHA ÇOK SEVDİM.AFİYET OLSUN.

18 Şubat 2013 Pazartesi

KADAYIFLI MUHALLEBİ

Merhabalar ,mutlu bir hafta geçirmeniz dileğiyle yazıma başlamak istiyorum.Bu hafta benim için oldukça yoğun geçti.Bu hafta çarşamba günü arkadaş toplantımız bendeydi,cumartesi günü de akraba günümüz vardı ve bende toplandık. Çarşamba günü arkadaşlarıma tepsi böreği,kadayıflı muhallebi tatlısı ve arpacık salatası hazırladım.Bunlardan sadece böreği fotoğraflamayı unutmuşum. Onu da bir daha ki sefere sizlerle paylaşırım inşallah.Öncelikle kadayıflı muhallebinin tarifine bir göz atalım.Benim çok sevdiğim, çok hafif bir tatlıdır. Yalnız bu tatlıyı ikram edeceğimiz gün yapmamız gerekiyor,eğer bir gün önce yaparsak kadayıflar yumuşuyor ben kıtır halini daha çok seviyorum.
                                           MALZEMELER

                                              MUHALLEBİSİ İÇİN


1)1 SU BARDAĞI UN

2)1,5 SU BARDAĞI ŞEKER

3)250 GR MARGARİN YA DA TEREYAĞI

4)1 KG SÜT

5)1 PAKET VANİLYA

6)1 PAKET KAYMAK TADINDA KREM ŞANTİ

7)ARZU EDİLİRSE KÜÇÜK BİR PARÇA DAMLA SAKIZ


                                               KADAYIF İÇİN

1)200 GR TEL KADAYIF(KİPA’DA KRAL MARKA PAKET İÇİNDE OLANI TAVSİYE EDERİM,EĞER YUMUŞAK OLAN TEL KADAYIFTAN ALIRSANIZ BİR GECE DONDURUCUDA BEKLETİP UFALAMANIZ GEREKİR)

2)3 ÇORBA KAŞIĞI TEREYAĞI

3)1 SU BARDAĞI CEVİZ İÇİ EZİLMİŞ

                                                YAPILIŞI

1) ÖNCELİKLE 3 KAŞIK TEREYAĞINI BİR TAVADA ERİTİYORUZ.ÜZERİNE İYİCE UFALADIĞIMIZ KADAYIFLARI EKLEYİP SÜREKLİ KARIŞTIRARAK KADAYIFLAR PEMBELEŞİNCEYE KADAR KAVURUYORUZ. BU AŞAMA ÇOK ÖNEMLİ, EĞER SÜREKLİ KARIŞTIRMAZSAK KADAYIFLAR HEMEN YANABİLİR.
2)PEMBELEŞEN KADAYIFLARIN ÜZERİNE CEVİZİMİZİ DE EKLEYİP HARMANLIYORUZ.  TAVAMIZI BİR KENARA ALIP MUHALLEBİMİZİ YAPMAYA KOYULUYORUZ.
3)250 GR YAĞIMIZI ERİTİYORUZ. 1 BARDAK UNUMUZU ERİYEN YAĞIMIZIN ÜZERİNE DÖKÜP UN KOKUSU KAYBOLUNCAYA KADAR SÜREKLİ KARIŞTIRARAK KAVURUYORUZ.
4)ŞEKERİMİZİ,VANİLYAMIZI VE SÜTÜMÜZÜ DE EKLEYEREK MUHALLEBİ KIVAMINA GELİNCEYE KADAR PİŞİRİYORUZ. PİŞTİKTEN SONRA KREM ŞANTİMİZİ VE DAMLA SAKIZIMIZI DA EKLEYEREK MİKSERLE ÇIRPIYORUZ.
5)KAVRULAN KADAYIFIMIZIN BİR KISMINI DİKDÖRTGEN ŞEKLİNDEKİ BORCAMIMIZIN ALTINA İNCE BİR KAT  AKTARIYORUZ. ÜZERİNE MUHALLEBİMİZİ DÖKÜYORUZ. MUHALLEBİMİZ BİRAZ SOĞUYUNCA EN ÜSTÜNE KALAN KADAYIFIMIZI DA DÖKÜP.BUZDOLABINDA 2-3 SAAT DİNLENDİRİYORUZ. AFİYET OLSUN…

12 Şubat 2013 Salı

BEBEK KURABİYELERİ



Şeker hamuruyla ilk deneyimim olan bebek kurabiyelerinin resimlerini de sizlerle paylaşmak istiyorum.İlk deneyim için pek de fena sayılmazlar diye düşünüyorum ama yorumu size bırakıyorum.Şeker hamurlarıyla kurabiye süslemek için ekipmanınız ne kadar çoksa ve de hayal gücünüz ne kadar iyiyse ortaya o kadar güzel şeyler çıkıyor.

SEVGİLİLER GÜNÜ KURABİYELERİ

Bugün sizlerle sevgililer günü için yaptığım şeker hamurlu kurabiyeleri paylaşmak istiyorum.Şeker hamurlarıyla kurabiyeleri süslemek çok zevkli ama bir o kadar da meşakkatli bir iş.Bu kurabiyeleri yapmak için 4-5 saatimi harcadım,ama değdi diye düşünüyorum.Şeker hamurlarını marshmallow kullanarak kendiniz de hazırlayabilirsiniz ama kıvamı tutturması biraz zor ve hazır satılan şeker hamurları kadar pürüzsüz olmuyor,ben hazır kullanmayı tercih ediyorum.Kurabiyeleri yaparken de pazardan tazecik aldığım tereyağını kullanıyorum.Kurabiyeler kıtır kıtır, mis kokulu oluyor.Bu kurabiyeleri görümcemin çalıştığı hastanedeki iş arkadaşları için hazırladım.

8 Şubat 2013 Cuma

TAHİNLİ ALAÇATI KURABİYESİ

Son günlerde tahine takmış durumdayım.Çok sevdiğim sevgili arkadaşım  Yasemin'in bir tarifini paylaşmak istiyorum bugün.Kendisi de bir mutfak delisidir, çok beceriklidir. Ne zaman bir araya gelsek ev yemekleri ve ikramlıklar yapan butik küçük bir dükkan açmayı hayal ederiz.Kim bilir belki birgün gerçekleşir! Yasemin yazlıklarında bir pazar kahvaltısında Figen sana birşey tattırmak istiyorum bayılacaksın dedi.Migros'tan almış Alaçatı kurabiyeleri adı altında satılıyormuş.İncecik baklava yufkaları arasında tahin ve cevizin vazgeçilmez uyumu... Gerçekten çok hafif ve muhteşem bir lezzetti. Daha sonra becerikli arkadaşım markette her zaman bulamadığı için tarifi kendisi uygulamaya karar vermiş,sonuç tabii ki harika...Geçen gün benim de aklıma düşüverdi bu alaçatı kurabiyesi,işten çıkışta Bim'e uğrayıp baklava yufkasını aldım.Dün akşam da yaptım,görümcem ve çocuklar eline sağlık diye diye yediler. Hatta Funda(görümcem) ben bu tabağın içindekilerin hepsini yiyebilirim dedi ve çoğunu da yedi.
                              MALZEMELER


●1 PAKET BAKALAVALIK YUFKA(BİM DE SATILIYOR)

●1 SU BARDAĞI TAHİN

●2 SU BARDAĞI İYİCE EZİLMİŞ CEVİZ İÇİ

●YARIM SU BARDAĞINDAN BİRAZ FAZLA ŞEKER(ŞEKERİ DAMAK TADINIZA GÖRE AZALTIP ÇOĞALTABİLİRSİNİZ)

●1 SU BARDAĞI KADAR SIVI YAĞ
                                                   
●1 ÇAY KAŞIĞI TARÇIN

● ÜZERİ İÇİN PUDRA ŞEKERİ

                                              YAPILIŞI

1)1 SUBARDAĞI TAHİNİ BİR KABA BOŞALTIYORUZ,İÇİNE CEVİZİ VE TARÇINI KOYUP KARIŞTIRIYORUZ.

2)SIVI YAĞIMIZI DA TAHİNLİ KARIŞIMIN İÇİNE BOŞALTIP TAHİNİ İNCELTİYORUZ. TAHİNİMİZ HALA ÇOK KOYU KIVAMDAYSA BİRAZ DAHA YAĞ EKLEYEREK YUFKALARIN ARASINA RAHAT SÜRÜLEDİLECEK KIVAMA GETİRMEMİZ GEREKLİ.(BAZI TAHİNLER ÇOK KOYU OLABİLİYOR)

3)EN SON KARIŞIMIMIZA ŞEKERİ DE EKLEYİP KARIŞTIRIYORUZ.BÖYLECE İÇİMİZ HAZIRLANMIŞ OLUYOR.

4)BAKLAVALIK YUFKALARIMIZDAN BİR TANESİNİ ALIYORUZ.YUFKANIN HERYERİNE KARIŞIMIMIZDAN SÜRÜYORUZ.ÇOK FAZLA DÖKMÜYORUZ .SADECE YUFKANIN ÜZERİ KAPLANACAK KADAR.EĞER ÇOK DÖKERSEK YUFKALARIN ARASINDAN TAŞAR.

5)ÜZERİNE İKİNCİ YUFKAMIZI KOYUP TEKRAR KARIŞIMIMIZDAN SÜRÜYORUZ. HER SEFERİNDE AYNI İŞLEMİ YAPARAK 4 YUFKAYI ÜSTÜSTE KOYUYORUZ. YUFKALARI SİGARA BÖREĞİ SARAR GİBİ KATLIYORUZ.

6)OLUŞAN RULOMUZU İKİ PARMAK KALINLIĞINDA VEREVİNE BAKLAVA KESER GİBİ KESİP TEPSİMİZE SIRALIYORUZ.ARALARDA BOŞLUK BIRAKMAYA GEREK YOK.BİR RULO YAN YANA TEPSİNİN BİR SIRASINA SIĞIYOR.DİLERSENİZ BÜTÜN RULOLARI YAPIP,KESME İŞLEMİNİ EN SON TEPSİDE DE YAPABİLİRSİNİZ.

7)HARCIMIZ BİTENE KADAR BU İŞLEMLERİ TEKRARLIYORUZ.BEN YUFKALARIN HEPSİNİ KULLANMADIM.ZİRA ÇOK FAZLA ÇIKIYOR.DAHA SONRA 180˚ ÖNCEDEN ISITILMIŞ FIRINIMIZDA ÜZERİ ÇOK HAFİF PEMBELEŞENE KADAR PİŞİRİYORUZ.

8)FIRINDAN ÇIKARDIĞIMIZ TEPSİYİ SOĞUMAYA BIRAKIYORUZ. BİRAZ ILIDIKTAN SONRA SERVİS TABAĞINA ALIYORUZ.SOĞUYUNCA ÜZERİNE PUDRA ŞEKERİ SERPİYORUZ .AFİYETLE YEMEYE BAŞLIYORUZ.

5 Şubat 2013 Salı

ÜZÜMLÜ KAĞITLI KEK

Çocukluğumdan beri kağıtlı kekleri hele bir de üzümlü olursa çok severim. Şubat tatili dolayısıyla görümcem de bizde.Evde çocuk çok olunca, hem pratik hem de servisi kolay olduğu için kağıtta kek yapayım dedim. Çocuklar bayıla bayıla yediler.Tarifini az çok herkes biliyordur ve çok farklı tarifleri de var. Ben en çok yoğurtlu olan tarifi yapıyorum,daha geç bayatlıyor.

                                                              MALZEMELER


●2 YUMURTA

●1,5 ÇAY BARDAĞI ŞEKER

●1 ÇAY BARDAĞI TAZE YOĞURT

●1 ÇAY BARDAĞI SIVI YAĞ

●1 PAKET VANİLYA

●1 PAKET KABARTMA TOZU

●1 TATLI KAŞIĞI TARÇIN

●1 ÇAY BARDAĞI KURU ÜZÜM

●İSTEĞE GÖRE İÇİNE CEVİZ DE KONULABİLİR

●ALDIĞI KADAR UN(BEN TEPELEME 7 KAŞIK KOYDUM)


                                                    YAPILIŞI

1) ODA SICAKLIĞINDAKİ YUMURTALARI ŞEKERLE 10 DAKİKA KADAR ÇIRPIYORUZ.

2) YOĞURT,SIVI YAĞ,VANİLYA VE TARÇINI DA KOYARAK YAĞ ÖZDEŞLEŞENE KADAR ÇIRPIYORUZ.

3) ÖNCEDEN KABARTMA TOZUYLA KARIŞTIRARAK ELEMİŞ OLDUĞUMUZ UNU DA BU KARIŞIMA EKLİYORUZ.

4) EN SON ÜZÜM VE CEVİZİMİZİ DE KARIŞIMA EKLEYİP KAŞIKLA MALZEMELERİN HAMURA EŞİT BİR ŞEKİLDE KARIŞMASINI SAĞLIYORUZ.

5)MUFFİN KAPLARININ İÇİNE KAĞITLARIMIZI YERLEŞTİRİP TEPSİYE ÖNCEDEN DİZMİŞTİK.HAMURUMUZDAN 1’ER KAŞIK ALIP KAĞITLARIMIZIN YARISINA GELECEK ŞEKİLDE DOLDURUYORUZ.

6)180˚ ÖNCEDEN ISITILMIŞ FIRINIMIZA ATIYORUZ. BEN YARIM SAAT PİŞİRDİM. PİŞME SÜRESİNİ HERKES KENDİ FIRININA GÖRE AYARLAMALI.BAZI FIRINLAR GEÇ YADA DAHA ERKEN ISINABİLİYOR.KÜRDAN TESTİYLE KONTROL EN GÜZELİ.FIRINDA ÇOK FAZLA KALMAMALI ÜZERİ SERTLEŞİR.
                                                                                           AFİYET OLSUN

TAHİNLİ KURABİYE

Dün akşam görümcem canım değişik bir şeyler istiyor,Figen tahinli kurabiye yapsana dedi.Daha önce hiç yapmamıştım internetten bulduğum bir tarifi hemen uygulamaya koyuldum.Sonuç muhteşem oldu.Denemenizi şiddetle tavsiye ederim.                                       
                                               
         
                                MALZEMELER


●1 SU BARDAĞI TAHİN

●1 SU BARDAĞINDAN BİRAZ FAZLA PUDRA ŞEKERİ

●1 SU BARDAĞI SIVI YAĞ

●1 SU BARDAĞI CEVİZ İÇİ

●1 PAKET VANİLYA

●1/2 PAKET KABARTMA TOZU

●3 SU BARDAĞI UN

                                             YAPILIŞI


1) UN VE KABARTMA TOZU HARİÇ BÜTÜN MALZEMELERİ BİR KABA KOYUP GÜZELCE HARMANLIYORUZ

2) UNUMUZU KABARTMA TOZUYLA KARIŞTIRIP ELEKTEN GEÇİRİYORUZ VE KARIŞIMIMIZA EKLİYORUZ.BİR GÜZEL YOĞURUYORUZ.

3) KÜÇÜK PARÇALARA AYIRIP YUVARLIYORUZ VE YAĞLANMIŞ TEPSİMİZE DİZİYORUZ.180˚ SICAKLIĞA AYARLADIĞIMIZ FIRINA KOYUP ÜZERİ ÇOK HAFİF PEMBE BEYAZ OLUNCAYA KADAR PİŞİRİYORUZ.TEPSİYİ FIRINDAN ÇIKARIP KURABİYELERİN SOĞUMASINI BEKLİYORUZ.

KURABİYELERİMİZİN ÜSTÜ PİŞERKEN ÇATLAK ÇATLAK OLACAK.
                                   

4 Şubat 2013 Pazartesi

HAYAT PAYLAŞINCA GÜZEL...

Merhaba...Çocukluğumdan beri mutfak benim vazgeçilmezim.İnternette,gazetede ya da bir dergide görüp beğendiğim bütün tarifleri hemen uygularım.Son zamanlarda değişik, daha önce hiç yapmadığım tarifler ararken bir sürü blogla karşılaştım.Blog nasıl açılıyor diye internetten küçük bir araştırma ve işte benim de bir blogum oldu. Bundan sonra ben de yaptıklarımı resimleyip tariflerini sizlerle paylaşacağım.Umarım beğenirsiniz...